Sıvı Klorofilin
Klorofil, yeşil bitkilerin kanı olarak adlandırılır. Klorofil nedir? Klorofil, bitki kloroplastlarında bulunan ve magnezyum içeren yeşil bir pigmenttir. Yeşil bitkilerdeki klorofilin miktarı% 1.7 ile 5.0 (kuru ağırlık) arasında değişmektedir. Klorofil, fotosentez işleminin katılımcılardan biridir; güneş enerjisini karbonhidratların (glikoz) kimyasal bağlarına dönüştürme işlemi gerçekleştiriyor. Fotosentez sürecinde karbondioksit glikoza dönüştürülür ve sonra oksijen oluşur. Klorofil kaynağı genellikle yonca bitkisi olmaktadır. Yonca yapraklarından elde edilen su kurutulup kapsüllere yerleştirilir veya tekrar bir çözelti haline getirilir. Bu durumda ürün vücut tarafından daha iyi emilir ve etkisini daha hızlı gösterir.
Klorofil ile ilgili ilk bilimsel veriler 1940 yılında American Journal of Surgical’da (Amerikan Cerrahi Dergisi) yayınlanmıştır. Doku yenilenme süreçlerini hızlandırdığı kanıtlanmıştır. Klorofilin ağız boşluğunun mikro ekolojisi üzerindeki etkisini inceleyen Dr. Robert Nara, klorofil içeren bir diş macunu kullanarak diş çürüklerinin önlenmesi için bir program geliştirdi. Klorofilin bulaşıcı hastalıklardaki etkinliği gösterilmiştir. 1979 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde, klorofilin kolon tümörlerinin (kalın bağırsak tümörleri) oluşumunu önlemedeki etkinliği deneysel olarak doğrulandı. Böylece, yeşillik ve sebze kullanımının kanserden önce özellikle bağırsak kanserinin gelişmesini engellediği gerçeğini bir kez daha kanıtlıyor.
Klorofilin ana antikarsinojenik faktör olduğuna ve DNA hasarını önleyebileceğine inanılıyor. Bazı araştırmacılar, klorofilin, antimutajen ajan olarak, sağlıklı hücrelerin kanserli hücrelere dönüşümünün ilk aşamasını engellediğine inanıyorlar. Klorofil açısından zengin olan Brüksel lahanası, brokoli, ıspanak, yonca, spirulina, buğday tohumu gibi tüm bitkilerin, antimutajenik özellikleri vardır.
1950 yılında, bilim adamı Howard Wescott, düzenli klorofil kullanımıyla, ağız kokusunun ve ter kokusunun ortadan kalktığını rapor etti. Bilim adamı bir dizi çalışma yaptı ve “doğal deodorant” olarak adlandırılan günde (tercihen sabah) 100 mg klorofil almanın yeterli olduğunu kanıtladı. Ayrıca klorofil, soğan, sigara kullanımından sonra ağız kokusunu ve idrar, Regl kokusunu bile gidermektedir.
Klorofilin, erozyonların, ülserlerin, açık yaraların iyileşmesine yardımcı olan, bağışıklık fonksiyonunu artıran ve fagositozu uyaran bağ dokusu oluşumuna yardım ettiği saptanmıştır. Klorofil, vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur ve ayrıca hafif bir idrar söktürücü görevi görür. Klorofil, çeşitli organ ve kardiyovasküler, solunum, sindirim sistemleri üzerinde uyarıcı bir etkiye ve antioksidan aktiviteye sahiptir. Tiroid bezinin işlevini artırır, pankreas enzimlerinin salgılanmasını artırır, kansızlığa yardımcı olur, kan basıncını düzenler ve sinirliliği azaltır. Klorofilin en şaşırtıcı özelliklerinden biri (akut solunum yolu hastalığı, sinüzit, kronik cilt ülseri, servikal erozyon vb hastalıklar olsa bile) antibakteriyel etkisidir.
Klorofil sıvısı yonca bitkisinden elde edilir ve klorofilin olarak adlandırılır. Sıvı klorofil, kolpitis hastalığında ve ayrıca KBB hastalıklarında gargara olarak kullanılabilir.
Klorofilin etkisinin kısa açıklaması:
1. Bağırsaktaki yaralarda, anaerobik bakteri ve mantarlarda bakteri büyümesini durdurur
2. Ağız kokusunu ve vücut kokusunu ortadan kaldırır
3. Diş çürümesini ve diş eti hastalığını engeller
4. Karşı etkiler: soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, bademcik iltihabı, pyorrhea, diş eti iltihabı, mide ve bağırsak ülserleri, cilt iltihabı, artrit vb.
5. Doku yenilenmesini ve onarımını destekler
6. Radyasyon hasarına karşı koyar
7. Sağlıklı bağırsak florasını destekler
8. K vitamini sentezinde yer alan enzimlerin etkisini aktive eder
9. Emziren annelerde süt üretimini artırır.